Vatandaş ucuzluğa, toprak suya muhtaç!

    Dünya ısınıyor..
    Küresel kriz  kapıda..
    Dünyanın bir çok ülkesinde değişen iklim koşulları ve buna bağlı olarak üretmekten vazgeçen köylü çiftçi vatandaşlar..
    Kürsel ölçekte gıdada labaratuvarlarda üretilen yapan  gıdaya doğru bir yönelişin eşiğindeyiz..
     Ucuz üretim diyerek çıkılan yolda insan için pahalı bir bedel ödeyeceğimiz dönemece giriyoruz...
    Yapay et..    Topraksız üretim...
    Yapay zeka teslim edilmiş üretim metodları...
    Derken ısınan dünyamızda  kazanamyan kazanmadığı içinde toprağı ekip biçmeyen  bir sürece doğru hızla gidiyoruz..
     Bu gün ülşkemizde televizyonlarda  ürettiğini pazara götüremeyen bu nedenle tarlasını tüketiciye bedavaya açan çiftçi ile karşılaşıyoruz...
    Çöpe döken üretici var..
     Hal yerinde istediğini alamadığı için isyan eden üretici var..
    Özelllikle bayram arifesinde artan fiyatlartdan şikayet eden  ve değişen fiyatlardan dolayı esnafı suçlayan  bir algınında tam ortasındayız...
     Kısacası satan esnaf zordfa üğreten çiftçi isyuanda...    
    Peki kim kazanıyor ?Neden böyle oluyor?
    Şunu biliyorum özellikle ülkemizde uzun yıllardır süregelen hal yasasının eksik olması denetimden uzak kalması  yada tam denetlenmemesi  fiyatları dengesiz seyrettiren en önemli, unsurlardan biri..
    Yine bayrama girerken özellikle böyle uzun bayramlarda hal yerinde sebze domatese ve meyveye artan talep bayram süresinde malzeme sıkntısı çekmeyim diyen esnafın hallerden mal çekme kaygısı ve bu nedenle yaşananan talep yoğunluğu fiyatları zaten  2’ye katlıyor..
      Diğer yandan nakliye giderleride  ilçesine iline göre  mala yeni fiyatlar kazandırırken tüketici de artan  fiyatlar nedeni ile esnafı suçlamaya devam ediyor..
     Bu şu değildir... Fırsatçı yok almaında değil.. Elbette esnafında fırsatçısı kısa gün karı elde etme isteyenleri olacaktır.
     Ama genel anlamda fiyatların uçmasını ya da 2 katına çıkmasına sebep olabilecelk bir durum değildir. 
    Fiyatları yükselten uzayan tatil ve talebe göre mal çekme derdinde olan manav, halde yaşanan talep yoğunluğu nedeni ile malını yüksek fiyattan satma derdine düşmüş toptancı, sera üreticisi...
    Zincirleme bir reaksiyon olan ise  evine sebze meyve getirmek isteyen, tatilde baba ocağına bir şeyler almak isteyen tüketicinin isyanına yansıyan  anormal fiyat artışları...
    Devlet özellikle bu tür bayramlar öncesinde ilk denetim noktalarını hallerde başlatlmalı ve vatandaşın evine girecek 2 poşet meyveye,sebzeye göz diken fiyatı normalin üstüne çıkartan fırsatçı halcilerden başlamalıdır.
    Maalesef başta dediğim gibi dünya gıda noktasında tam bir krizin eşiğindedir..
    Kuraklık sadece Türkiye’nin sorunu değldir. Değişen iklim koşulları yeni tür gıda ürünlerine geçiş yapılmasını zorunlu kılmaya başlamıştır. Buna ayak uydurmayan, iklim koşullarını doğru okuyamayan her üretici, her bölge zarar etmeye devam edecektir. 
    İşte böylesine zor bir dönemin eşiğinde  manav tezgahları da ister üretilen ürünün mevsimi olsun yada serada üretilmiş mevsim dışı  ürün olsun fiyatlar; yaz kış aynı olacağı dönemleri yaşayacağımız bir süreç başlıyor..
     Gelecek sene belkde Durağan’da bir çok çeltik üreticisi borcunu ödeyemeyecek ya da evine kendi ürettiği çeltiği getiremeyecek duruma gelmiştir.
     Çeltik arazileri kuraklıkla baş edemiyor.. Dinamolar çalışıyor cepten yiyor üretilen mahsülden yiyor..
     Ürettiğini satmaya kalkacağı dönem ise hükümet yurt dışından ithal pirinç getirerek zaten üreticininin para etmeyen çeltiği kalkmadan, ithal ürünle piyasayı öldürüyor.
    Bu yaz kurak geçiyor..
     Geniş bir ova suya muhtaç..
     Irmak boyunda dolaştığım çeltik tarlalarında bir çok çeltik üreticisi tarlasından vaz geçmiş durumda...
    Çeltik işşini bilen yıllarca bununla geçimini sağlayan insanlar çeltiğin daha 100 gün suya ihtiyaç duyacağını söylüyor.     Dinamolar tam kapasite çalışsa bile toprak suya doymuyor.
     Kısacası Karayazı mevkii ekilemedi... Az bir umutla var olan tarlasını çeltikle buluşturmaya çalışan çiftçide kuraklık nedeni ile  suya muhtaç..     İlaç ekti, tohum ekti, mazot harcadı ama kuraklığa kurban gidiyor...
     Büyük usta Necip Fazıl diyor ya; “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!” galiba toprak  susuz kaldığı için utanmayacak ama susuzluk çiftçimizi sorumlu olduğu ailelere, borçlu olduğu  esnafa karşı utandıracak....    

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.