CHP Durağan ilçe Başkanı Mustafa EKER’de 2 yıldır deprem riski ile yaşayan polislere sahip çıkılmamasına sert tepki gösterdi. Eker, “ilçede bir plansızlık ve vurduymazlık var. Maalesef sadece yapmak için yapanlar bu ilçenin geleceğini planlamayanlar doğanın gerçeğini ve bilimin öngörülerini red edenler ‘bir şey olmaz’ diyerek ilçenin geleceğine acılar bırakacak temeller atmaktadırlar. Bu ilçede her şeyi bilenler ve her yerde siyaset güdenler maalesef ülke için, vatan için, ekmekleri için can siperane çalışan polisimizi ve çalıştığı koşulları görmezden gelmektedirler. 2 yıldır susuyoruz! ‘ha bu gün ha yarın’ diyerek bildiğimiz bu gerçeği sisyasetten uzak tutmak ve onlarında güvenli huzurlu bir ortamda görev yapacakları bir mekana kavuşmalarını bekliyorduk. Ama gel gör ki deprem zamanlama yapmıyor. Bu gün Durağan’da görev yapan polisimiz ve aileleri dünden daha fazla korku yaşıyorlar. Madem depreme dayanıksız raporu çıktı, polisimizin önüne geldi, herkes biliyor o zaman gereğini yapacaksınız. Geçici olarak sağlam bir yapıya çıkartıp bişnaşarını hızla tamamlayarak bu sorunu çözeceksiniz. Güvenlik güçlerimizi ve insanımızın hayatını tehlikeye atmaya, ailelerini korku ile yaşamaya mahkum etmeye kimsenin hakkı yok.Marifet İçişleri bakanını Durağan’a getirmek değil! 2 yıldır kendi emrindeki polisin depreme dayanıksız raporlu binada vatandaşa kendi canını da riske atarak hizmet verdiğini bilmesi ve ona göre önlem alındığını bilerek gelmesidir. Durağan’lı siyasetçiler söylemiyor, gereğini yapmıyor, bakanda bilmiyorsa vay halimize”dedi.
SANAYİ SİTESİ HEM DEPREM KUŞAĞINDA HEM DE DERE YATAĞI AĞZINDA HEYELAN NOKTASINDA! Eker; ilçede bilimsel gerçekliklerin göz ardı edilerek yapılacak çalışmaların facia ile sonuçlanmasından bu günün yöneticilerinin sorumlu olacağını belirterek; “Geçtiğimiz dönemlerde çok uyardığımız, 1. derece deprem kuşağı alanına, dere yatağı ağzına birikmiş dolgu toprak üzerine inşaa edilecek Sanayi sitesinde de umarım ve dilerim ki gerekli önlemi alırlar. Sadece yapmak için yapanlar 1. derece deprem kuşağında yer alan kooperatifin biz yapacağız mantığı ile sadece hızlandırılmış kontrolden uzak bir sanayi inşaatı esnafımıza ve Durağanımıza diliyorum ki; pahalıya patlamaz. Heyelan mıntıkası ve dere ağzındaki dolgu toprak üzerinde belediyenin tabiri ile afet bölgesinde yaşanacak olası bir felakette bunun altına imza atanlar elbette bu durumu dikkate alarak inşaat faaliyetlerini yürüteceklerini umut ediyorum. Bu durum sanayi inşaatında maliyeti de elbetteki arttıracaktır. Lakin hiç bir maliyet yaşanacak can kayıplarından daha önemli değildir. Bu nedenle CHP olarak sanayi sitesinin nereye yapıldığı ile değil bilimsel gerçeklere uygun, devletin kontrolünde esnafın ödeme gücü dikkate alınarak yapılmasından yana idik. Ama koopertif yönetimi ve siyasi iktidarın Durağan sorumluları sanayi esnafından çok kendi çıkarları adına arsayı ucuza mal etmek, orta ölçekli, adı verdikleri bir sistemde kendilerine alan açmak, zengine arsa temin etmek adına küçük esnafı hiç düşünmeden bir yola girdiler. Gelinen noktada bir çok esnaf aldığı krediyi ödeyemez duruma düşerken bir çok esnafta mağdur olmaya başlamıştır. İnsanların alım gücü düşerken diğer yanda inşaat için sürekli para isteniyor olması esnafı çileden çıkarmaya başlamıştır. Bir çok üye istenen paraları yatıramamış, yatıranlarda paralarını geri ister duruma gelmiş bir kaç esnafta parasını alarak üyelikten ayrılmıştır. Birde yaşanan depremlerle birlikte deprem bölgesinde yapılacak sanayi sitesi inşaatında kontrol bürokrasisi ve maliyetler biraz daha artacaktır. Keşke zamanında bizi dinleyerek devletin sorumluluğunda ve kontrolünde inşaat teslimi sonrası 3 yılı ödemesiz 10 yıl vade ile ödenen sistemde küçük esnafımızın hepsini kapsayan bir sistemle yola çıkılsaydı, kimse mağdur olmasaydı. Ama o gün bizi dinlemediler esnafın bir kısmı ödeyemeyiz korkusu ile yaklaşmadı, girenlerde girdiklerine pişman oldular” dedi.
ACILARDAN VE YAŞANANLARDAN DERS ALMIYORUZ! İTFAİYENİN YERİ SEL YATAĞINDA... Eker, yaşanan felaketler sonrası ne yerel yönetimler ne de sorumlu kurumların gerekli duyarlılığı göstermediğini belirterek; “Durağan da 2012 yılında yaşanan sel felaketinden ders almış olsa idik daha doğru bir planlama yapardık. Doğa er ya da geç kendi nizamını oluşturur. Allah göstermesin bu gün aynı bölgede yaşanacak bir olası bir sel felaketinde itfaiye kendini mi kurtaracak yoksa vatandaşı mı? Bu tür hayat kurtaran kurum ve kuruluşlar öncelikli olarak doğal felaketlerden etkilenmeyen ulaşım kolaylığı olan bölgelere kurulur. Kurulur ki; olası bir felakette çabuk müdaehele edebilsin ve ulaşım sıkıntısı çekmesin. daha dün yaşadığımızve herkesin hatırladığı bir felaket sonrası Durağan Belediyesi’nin sel bölgesi içerisinde yer alan ve ilçeye aynı sel yatağı üzerinden bulunan 2 köprü vasıtası ile ulaşım sağlanabilen Akbelde itfaiye binası kurması vizyonsuzluğun eseridir. Bu gün ne çekiyorsak sadece ben yaptım oldu mantığının eseridir. Bu gün tek duamız ilçemizde 2012 yılında yaşadığımız sel felaketinin asla yaşanmamasıdır. Çünkü insanımıza yardıma koşacak itfiaye böyle bir sel felaketinde önce kendini kurtaracak sonra vatandaşı. Bu güne kadar sadece yapılanları eleştirmemek adına sustuk. Ama yaşadığımız deprem sonrası gördük ki; bu yanlışlar büyük acılara sebep oluyor. O nedenle biz uyarı vazifemizi yapalım vatandaşımızı bilgilendirelim doğruya, yanlışa onlar karar versinler” dedi.