Yazılar vardır adamı alır hayallere götürü..
Yazılar vardır adamı alır mahpushane damlarına götürür..
Yazılar vardır bir ülkeyi özgürlüğe, akılları geleceğe, bireyi de huzura götürür..
Yazılar vardır; düşünceleri satın alınmış, kalemi satılmış, sadece öven, kendi gibi değil biat ettikleri kültür ve iktidar gibi düşünmeyenleri satırları ile döven…
İşte dünyayı sarsan ve geleceği taşıyan yazı da bulunduğu günden bu tarafa ilmik ilmik işlenmiş, kimi zaman kaya duvarlarına kimi zaman ceylan derilerine kimi zamanda ağacın yapraklarına yazılmıştır.
Hintlilerin mürekkebi bulması ile birlikte yazı yazmak kolaylaşmış, Anadolu’nun Bergama’sında parşömen kağıdının kullanılmasıyla birlikte yazı daha da önem kazanmış günümüze kadar göz nuru el yazıları ile dünya şekillenmişti. Matbaanın icat olması geniş kesimlerin yazmaktan çok okuması ile şekillenen tarih günümüze kadar yazıtları , kitapları, yaşananların yazılı olarak nakledilmesi ile şekillenmiştir.
Yazı geçmişin hafızası geleceğin aydınlık dünyasıdır.
Yalnız yazınının günümüzdeki şekli artık geçmişe doğru kaymaktadır. Yazının yerini konuşmaların şekillendirdiği, dijital ortamın kayıt altına aldığı yapay zekaların öne çıkmaya başladığı düşünenden çok biat edenin ve kendini sanal ortamda ifade eden isimlerin gelişmekte olan ülkelerde rağbet gördüğü sanal bir dünya hızla gelmektedir.
Dünün emperyalizmi kültürel olarak dil ve ekonomi ile günümüzün emperyal gücü her evi her cebi işgal eden ve bir noktada insanların geçmişten geleceğe tüm yaşamının kayıt alındığı dijital çağ dönemini yaşamaktayız.
Bu gün hiç kimsenin gizlisi saklısı özel yaşamı ve de geleceğin nesillerinin hata yapma şansı nerede ise kalmamıştır.
Bir gün hiç ummadığınız bir anda belki gençlik hevesi belki yaşama bakış açınız dünyaya ya da ülkenize şekil vermeye başladığından emperyal güçlerin en büyük silahı ve dijital dünyanın kayıt merkezleri sizinle ilgili, özel yaşamınız ya da ailenizle ilgili bir çok detayı servis etmeye başlamış olabilir.
Dünyada yazı insanların özel ya da yaşamsal önemdeki kişisel verilerini ancak hatıralarda ya da birlikte yaşadığı insanların kaleme alması ile öğrenirdi. Şimdilerde ise paylaşımlarda, girdiği internet sitelerinde, yayınladığı fotoğraflarda her birey kendisini geleceğe karşı fişlemekte ne zaman nerede nasıl çıkacağı belli olmayan bir dijital kayıtla karşı karşıya olduğunu bilmelidir.
Bu gün insanların yaşayan her canlı gibi ihtiraslar içine girdiği, hırslarına yenik düştüğü, hatalar yaptığı dönemler olacaktır. İşte bu dönemler kayıt altına alınmakta emperyal güçler için tehdit ve tehlike oluşturduğunuzda karşınıza çıkartılmakta ve sizi toplum hafızasında mahkum ederek algı operasyonları ile kendinizle kavganıza yenilerini eklemekte, mücadeleden alıkoyacak ahlak dış yöntemlerle dünyaya şekli verilmektedir.
Bu gerçek karşısında tüm okullarda, sanal dünyanın kullanımı, geleceğimiz olan gençlerimizin kendilerine öz güven inşasını hızla tamamlamaları, sanal dünyanın kirlettiği çirkinlikler karşısında savunmasız kalmadan insanlığa ve ülkesine katkı sağlayacak biçimde donatılmaları önemlidir. Çünkü yazı kim yazarsa beyin süzgecinden geçen cümlelerle donatılır. Siz istemedikçe ifşa olmaz! Lakin sanal dünya bu gerçeği alt üst etmiş anlık paylaşımlarınız bile sizin için artık bir tehdit unsuru haline gelmiş demektir.
Bu gün tüm dünya gözetleniyor, gözleniyor kayıt altına alınıyor. Biz ise hala alfabemizin Latin mi yoksa Arap alfabesi mi tartışmaları ile günümüzü dolduruyor, konuştuğumuz dili değil yazdığımız alfabeyi sorgulayarak gelecek inşa ediyoruz.
Dünya yazı dilini bıraktı, dijital kayıt tutuyor, yapay zeka üretiyor, dünya dillerini tek cihazla tüm insanların birbiri ile konuşmasını sağlıyor biz mi tarihte geziyor, Osmanlı’yı tarihten silen işlimi ve tekniği okumakta hala geç kalıyoruz. Biz yazı dili ile defter kalem tutmaya çalışırken, emperyal güçler kendi dünyalarında yani bir tık ötemizde evimizde odamızda, bahçemizde bizi kontrol ediyor bize gelecek çiziyor…
Bu millet Orhun abideleri ile kayaya tarih yazdı, şahi topları ile İstanbul surlarını dövdü.
Şimdi yazı ile, kalem ile,düşünce ile, dil ile birbirimizi döverken, asıl geleceğimiz sosyal medyada kaybolmakta, bir nesil kayıt altına alınmakta, izlenmekte gelecek vaad edenler tek tek seçilip emperyal güçlerin hizmetine sokulmaktadır. Bunu gören gelişmiş ülkeler kendi sosyal medyalarını, kendi veritabanlarını ve de kendi yazılımlarını geliştirerek ülkelerini bu işgalden kurtarma arayışına girmiş ve buna yönelik çalışmalarını hızlandırmaktadırlar.
Kısacası dün yazı tarih değiştirdi, şimdi yazılımlar yeni bir tarih yazmaya hazırlanıyor.
Dünyayı yöneten güç artık yazılar değil yazılımlardır bilginiz olsun istedim.
MUSTAFA EKER
YAZI DEĞİL YAZILIM YÖNETİYOR!